Ana içeriğe atla

Samos / Balayı

Vee evlendim :) Artık karşınızda evli bir baayaann var :)
Ne değişikmiş, birden büyür mü insan, birden o sorumluluk nasıl da düzeltir elini kolunu, yüzünü gözünü.. Aslında çok şey değişmiyor, belli başlıları değişiyor, ki kendimi hala zıp zıp zıplayan, güleç bir kız olarak görüyorum :) Aslında minik bir kadınım :) Genç kalmak istiyorum içim,ruhum hep genç kalsın..
Düğünü ve kına gecesini sonra yazacağım malesef henüz 2. fotoğraf çekimleri olmadığı için fotoğraf paylaşamıyorum, hepsi bitmedi ve gelmedi.
Düğün sonrası hemen balayı yaptık, asıl onu yazmak istiyorum :) İlk kez yurt dışına çıktım çok yakında da olsa Samos benim için yurt dışı :)
3 gün geçirdik Samosta, hayatımın en güzel günlerinden 3üydü sanırım :) Çok eğlendim, tıka basa yedim, içtim, sarhoş oldum, sokaklar benimdi, sirtaki yaptım anlamsızca :)

Giderken çok heyecanlıydım, hayatımın adamıyla ilk tatilim değildi ilk baş başa yaptığımız tatildi :)
Elimden tuttuğunda dünya umrumda değildi, o his bambaşka.. Sokaklar, caddeler her şey ama her şey senin oluveriyor.. Sarıldı mı şöyle belinden dengen şaşıyor, o özgüveni başka hiçbir şey vermiyor insana.. İyiki diyorsun, iyiki var..

Gider gitmez bir motor kiraladık ve vati de hiç kalmadık, direk pythagorion a gittik.. İnanılmaz şirin bir yer, ada zaten çok küçük kısa mesafeliydi her yer.. Biz pythagorion da kalmayı tercih ettik, minik bir pansiyon bulduk, çok da uygun bir fiyata 3 geceliğine kaldık :) Mavi beyaz, minik balkonlu şirin bir odaydı.. Tatil beldesi gibi denizi süper birçok cafe.. hemen oturduk bir yere, adı stella imiş, bir bayanla tanıştık, bize şahane ızgara kalamar getirdi, hayatımda yediğim en güzel kalamardı diyebilirim :) Yanına da Samos'un yerli birası mytos :) Allahım böyle bir tat yok, zaten düğün öncesi verdiğim kiloların 2 sini orda geri aldım :)











Ertesi gün Kokkari ye gittik, ordayı en az pythagorion kadar beğendim, her şey minicik bu şehirde, her yer beyaz mavi.. Denizi bile huzur kokuyordu, sokakları yaz kokuyordu.. Kostas ile tanıştık, restoran sahibi, adada tanıdığı arkadaşları varmış hatta birisi bizim müdür yardımcısının eşi çıktı, ahbap olduk, inanılmaz tatlı bir adam, tam bir yunanlı :) Bize harika yemekler yaptı, bol bol mythos içtik zaten :) tüm günü Kokkaride geçirdik, gezdik, yemek yedik, denize girdik, bol bol fotoğraf çektim.. Havasına bayıldım, ayrı bir güzellik vardı orda :) Hayran kaldım. Çoğu şey Türkiyeye benziyor zaten, yemekleri de bize çok yakın ..







Sonra Manolates köyüne gittik, en en tepede, çık çık bitmedi, dön dön bitmedi :) Yollarda yeşillik çok güzeldi, en tepede minik bir köy yine.. Her yer seramik.. insanlar çok samimi, köyün yolları küçücük :) O insanlar o minnacık evlerde pek çok mutlu göründüler gözüme, yaşarım heralde bende orda :)


Sonraki gün de kerveli sahiline gittik, orası diğer yerlere göre çok daha boştu.. ama gidilen her yer ikimiz olduğu için yalnızca bize güzeldi, diğer insanlarda zaten zerre umrumda değildi ..

3 günüm dolu dolu geçti, 3 Samoslu ile ahbap olduk, güzel fotoğraflarımız, hoş anılarımız var. Daha aşık döndüm sanki, daha bilmiş, daha huzurlu :)
Bu tatil, balayı bize iyi geldi, çok hemde.
Yaşanan her güne, her an'a ayrı bir aşk doğdu içimde, teşekkürler sevgilim..
Pythgorion'a aşık, Kokkariye vurgun döndük.. Ama en büyük aşk, en büyük tutku ona ait..
Onunum.
Ömrümce onun kalacağım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hıdırellez

Hıdırellez akşamı dışarı çıkılmadan olur mu hiç :) Kuşadası belediyesi romanlardan oluşan bir konser düzenlemiş.. Aslında anane çağırmasaydı, inmezdim belki, ama o çağırınca gitmek istedim. Annem ve babam da bize katıldı. Hava mis. Yürüyerek çarşıya indik, ve 41 karınca yuvasından toprak toplamaya çalıştık :) Cüzdan da saklanırmış o, öğrendim. Deniz kenarında Rıfat abilerin cafesine oturduk, muhabbet güzeldi. Anane komşusuyla gelmiş, o da çok tatlı bir kadındı. En zevk aldığım bölümse, kumsala dilek çizmek :) Kağıda dilek çizip gül dalına asmak, Hıdırellez gece geçer, dilekleri toplarmış :) İndim kumsala, dileğimi çizdim, bknz aşağıda ;) Yukarıda gördüğünüz , 'kocaman olmasa da küçük bir evim olsun' adlı dileğim :) Altında gördüğünüz iki beyaz taş parçasından büyük olanı 'şuan sevgilim ileride nasip ederse Allahım, eşi'm olacak Seydi bey'in büyük cipi' adlı dileğim :) Yanındaki biraz daha küçük olan taş ise, 'siz hayal edemiosunuz ama ben ediyor

Şirince Köyü / Kumda Kahve

Bugün Köy Turunda görevliydim, İlk önce Şirince ardından Kirazlı Köy' gittik. Müdürümün benden isteği üzerine Kumda Kahveyi araştırdım, buldum. Büyük değirmen taşının içine bir mekanizma yerleştirmişler alttan ısıtmalı, kum var üzerinde kahveyi bakır cezvelerle orada pişiriyorlar. Ocaktakinden çok daha hızlı pişiyor, çünkü cezvenin her yanı ısınıyor. Çok da leziz oluyor :) Ayrıca Turistlerin ve misafirlerin ilgisini çekiyor :) Damla sakızlı ve sade olmak üzere 2 çeşidi var :) Enteresan geldi bana, ilk defa görüyorum bunu, közde kahveden sonra .. Nasıl da leziz olmuş anlatamam..                    Mis gibi , afiyetle içtim :)  Her Şirinceye gidildiğinde içilesi ..

Uzun Zaman Sonra Merhabaaaa

Uzuunn zaman sonra yeniden burdayım, çok zaman olmuş yazmayalı.. Dün aklıma düştü yeniden, akıp giden zamana kapılıp, hayatın gidişine koşarak yetişmeye çalışırken zaman ayıramadığım onca şeye üzülürken, burası düşüverdi aklıma.. Zaman ayıramadığım şeylere üzülüyorum, içim gidiyor daha çok şey sığdırmak gerek hayata.. Evlendim, eve alışma süreci, evliliğe alışma süreci derken, işler kötüye gitti Turizm sektörünün düşüşünden bende nasibi aldım ve işten ayrılmak zorunda kaldım, şans ki aynı gün başka bir iş buldum ve başladım, yeni işime de alıştım hatta, her şey yolunda şükür :) Bahar da gelmiş, yaza kapı aralanmış.. Yeni başlangıçlar yapmışım, umutlarım,hayallerim var ohh değmeyin keyfime :) Güneşlenip denize girme hayalinden kendimi alamaz durumdayım şu sıra, bide vücut olarak da hazır olsam keşke yaza :) Neyse olsun bugün tekrar başlayacağım rejime :) Maviniz bol olsun, yüzünüz hep gülsün :) Görüşürüzz