Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yaprağın kaderi düşmekmiş

Yaprağın kaderi düşmekmiş .. Vay be diyor insan, şaşıp kalıyorsun.. Hayatın bu büyüsü, gerçekliği ve acımasızlığı insanı yitiriyor, yenik düşüyorsun, mücadele etmeye hevesin bile kalmıyor. Her şey öyle  yolunda yordamında giderken bir ters köşe yapıyor, yerle bir oluyorsun.. Kalkması toparlanması yeni bir vedaya hazırlaması insanın kendini hayli zaman alıyor. Birden uyanıveriyorsun uykudan, ne çok koşturup kendimizi paralıyoruz hayata tutunmak için, kendimize bakmıyoruz, dert ediyoruz her şeyi.. İnsanı dert öldürüyor. Her günü aynı heyecanla, aynı neşeyle olduğu gibi yaşamalı be.. Tadına varmalı, doymalı aşka, mutluluğa, umuda, heyecana.. Ne  oluyor ki işte, ne olacağı ne zaman olacağı, kimin kimden önce gideceği belli mi oluyor ah! Dün eniştemi kaybettim. Çocukluğum minnaklığım onlarla geçmişti, dün o kötü haberi aldığımda tüm hepsi gözlerimde canlandı. İçimde kalan onca anı ve yaşanmışlık ağladı sanki. İstanbul da oturuyorlardı, her yaz giderdim nerdeyse onlar...

Hassas Yetişkinin Hayat ile İmtihanı

Haklı olmakla haksız olmak arasında ince bir çizgi var, bence. Uzun uzun düşünüp içinden çıkamadığım olaylar olduğunda, bir adım geri atmak ve çerçeveye dışarıdan bakmak hep işime yarar. Oradan da baksan buradan da baksan öteden de beriden de baksan duyguların aynıysa, hissettiklerin aynıysa net ve dik dur kıvırcık. dedim kendime bugün.. Öyle ya da böyle, hissettiğim ortada. Tabi ki hatalarım var, Benim temelde ki sorunum; başkalarının düşünce ve tavırlarını fazla önemsemek. Gerçekten bak. Böyle yetiştirilmişim, daha minnacık bir kıvırcıkken birisi bana 'el alem ne der' demiş ve ayarlarımı bozmuş olmalı ki, aslında bu beni iyi insanların yetiştirdiğini göstermez mi.. Beni başkalarının ne düşündüğünü önemseyecek kadar hassas yetiştirmişler.  Değil mi ki onca zaman her gün tekrar tekrar aynı kareye bakıp, bir tek insanın beni anlar da bir adım atar, ha oldu ha olacak diye bekleyişlerim, aylarca. Birikir birikir birikir.. kimse anlamaz, bir patlarsa kendi ruh sıhhatim içi...

Sony Xperia go

Yeapp yeapp yeapp :) Benim artık yeni bir telefonum var, sevgili nişanlımın doğum günüsü hediyesi :) Ben de ona aynısından aldım, çok kullanışlı, hemen de alıştım.. Özellikleri çok güzel :) Doğum günlerimiz aynı ay, daha da zaman var ama dayanamadık, şimdi bir de sevgilim yurt dışına çıkıcak, yarım akıllı bir telefonla hiç olmazdı yani :) Ta taammm işte telefonlarımız :) Ben beyazını tercih ettim, sevgilim de siyahını :) Çok hoşuma gitti ve hemen alıştım. Beyazını da çok çok sevdim :) En büyük özelliği ise bu :) Su geçirmiyor ! Su içinde fotoğraf video çekimi yapabileceğiz :) Güle güle kullanalımm :) GENEL 2G Bant GSM 850 / 900 / 1800 / 1900 3G Bant HSDPA 850 / 900 / 1900 / 2100 Boyutlar (Y x G x D) 111 x 60.3 x 9.8 mm Ağırlık 110 gr Renk seçenekleri Beyaz, Siyah, Sarı EKRAN Ana ekran LED-backlit LCD, kapasitif dokunmatik Ekran ölçüleri 320 x 480 piksel, 3.5 inç Renk sayısı 16 Milyon renk - Sony Mobile BRAVIA Ekran teknolojisi - Çizilmeye dayanıklı...

Bizim yolumuz aşk!

Bizim yolumuz aşk! Bu yüzden her yeni güne her bir yeni umutla uyanmak, yenilenmek.. Nişanımız olalı 1 haftayı geçti, aslında her şey aynıymış gibi, ama aslında her şey çok değişti. Duygular düşünceler, hayaller, umutlar, konuşma şeklimiz bile belki. Geçenlerde bir akşam çıktık ve sadece ama sadece 'biz'dik. Mükemmel bir akşamdı..  Okyanus dibi, bulut üstü, huzur ötesi işte..  İçimiz dışımız bir bizim, neyse ne. Bizim yolumuz aşk, bu yüzden kollarımız hep açık, kalplerimiz bir. Biriktirip biriktirip,parçalayıp lime lime edip bir kenara attığım o konu, nasıl olduysa o muhabbetle o gün oraya kadar geldi. Beni anladığını, hatta ne hissettiğimi çok iyi hissettiğini adım gibi biliyorum, gözlerinde gördüm. Beni anladığını bu derece içimde hissetmem beni çok mutlu etti, açık açık kusursuz konuşmamız kendimi çok şanslı hissetmeme sebep oldu bir kez daha. Zaten bir o bilsin ne hissettiğimi, yeter bana. Anlasın hep. O muhabbet sonrası zaten kendimi öyle hafiflemiş hissettim...

Biz Artık Nişanlıyız / 11.08.2013

En büyük ayakta duruş sebebimdir hayallerim, en güzelini en iyisini ister ya insan kendine, tabi ki benimkisi de böyleydi. İlk tanıştığımda onunla şu günü söyleseler gülmekten ölürdüm.. İnsan neler yaşayacağını, nasıl bir adamla karşılaşacağını onun seni alıp hangi bulutların üstüne çıkaracağını anlamıyor..  Her şey çok rayında, yolunda gitti.. Senelerce beklenen o'ymuş, senelerce özlenen.. Ailelerin kaynaşması ve birbirini çok sevmesi bizi daha bir mutlu etti, her şey öyle yerine yakıştı ki, mükemmelliyetçiliğim rahat bir nefes aldı :) 1.5 sene sonra artık bir şeylere isim koymanın zamanı gelmişti, öyle heyecanlıydım ki günler hatta aylar öncesinde istediklerim düşündüklerim kafamda tamdı. Aşk penceresi ve magnet hediyeler kafamdaydı, ne giyeceğim hatta saçımı nasıl istediğim.. Her şey .. O heyecana heyecan katan bir konu ise, kendi söz tepsimizi kendimizin yapmasıydı, ayrı bir anlam kattı.. Magnet sepetimiz de keza öyle.. Kendimiz hallettik, bu ayrı bir duygu, yüzüklerimizi...